18 Mayıs 2019 Cumartesi

beyaz plastik düğün salonu sandalyesi

küçükken saçı erkek çocuğu gibi çok kısa kestirildiğinden saçlarından utanırdı. saçı bitlendiği için mecburen kısa kesilmişti. nisan yağmuru saçları uzatırmış diye duyduğundan, serin ve yağmurlu bir nisan akşamı kafasını binanın gider borusunun altında tutmuş, saçı çamurlu su içinde kalmıştı. eve geldiğinde annesinden sağlam bir dayak yemişti.

web tarayıcısının sık ziyaret edilenler bölümünde birkaç haber sitesi ile eski sevgililerinin sosyal medya sayfalarının üst sıralarda olduğunu farkedince tarayıcı geçmişini sildi (silmeden hepsinin instagram, facebook hesaplarını son kez kontrol etti). ertesi gün düğünü vardı. yatağa erken girdi ama o gün geç uyandığı için uykusu gelmedi. birkaç uyku hapı aldı. fazla mı aldım acaba diye endişelenerek uyuyakaldı.

uyurken yataktan düştü.

evleneceği adam da içine kapanık bir çocukluk geçirmişti. ilkokuldayken kısa boylu olduğu için polis olmak istediğini söylemeye utanırdı. muhasebeci oldu.

mahalledeki düğün salonunda oldu düğün. damadın babası çabuk sarhoş oldu. utanıyordu. tanıdığı pek kimse yoktu. kız tarafı kalabalıktı. düğün salonunun ucuz beyaz plastik sandalye dolu bahçesinde boş meyve suyu kutularını birer birer ayakkabısının topuğuyla patlatmaya çalışırken gelinin babasıyla göz göze geldi. gelinin babası çok üzgündü. o gün çok sigara içti.

ikisi de hayatları boyunca çok daha farklı biriyle evlenmeyi düşlemişlerdi. damat kendi düğün yemeğinin 2. tabağını bitirirken müstakbel karısının gelinlik içinde kendinden uzun görünüp görünmediğini düşünüyordu. gelin ise şeftali aromalı meyve suyundan küçük yudumlar alırken gözü kocasının gömleğine dökülmüş kavurmaya takıldı. mutluluğun kimyasal bir olay olduğunu düşündü.

mektup